Türkiye,
devletçi söylemlerin bombardımanı altında. Cumhurbaşkanı Erdoğan ne derse onu
abartarak dillendirmeyi seven basın organları, kurulan tanzim satış noktaları
ile ilgili de yalan-yanlış onlarca şeyi insanların zihnine pompalıyor. Böyle bir süreçte, yaratıcıya "Aklıma mukayyet ol" diye
yalvarmak yapılabilecek en mantıklı şeylerden biri. Medyada, siyaset
arenasında, sosyal hayatta hükümetin tanzim satış icraatını savunanların da
eleştirenlerin de çıkış noktaları öylesine sorunlu ki. Ben bu yazıda birkaçını
sizler için derlemeye çalıştım.
Doğru: Türkiye'nin
son yıllarda ısrarla uyguladığı yanlış ekonomi politikaları birçok sektörde
olduğu gibi gıda sektöründe de olumsuz sonuçlara yol açmış durumda. Bu yanlış
uygulamaların sonucu olarak zaten kış aylarında yüksek olması normal olan
birçok ürünün fiyatının daha da yükselmesinde şaşırılacak bir durum yok.
Yanlış: Ülkede gıda terörü, sebze meyve terörü
uygulanıyor. Bunu halciler, aracılar ve pazarcılar yapıyorlar.
Doğru: Terör
kelimesi öyle basit kullanılabilecek bir kelime değildir. Terör, sözlük anlamı
itibari ile "Genellikle siyasal bir dava uğruna girişilen, toplumu
korkutmaya, yıldırmaya yönelik her türlü eylem." anlamına gelmektedir. Terörist
ise bu eylemi gerçekleştiren kişidir. Gıda terörü dediğimizde pazarcıları,
marketçileri, halcileri vs. terörist ilan etmiş oluruz. Bunu yapmaya kimsenin
hakkı yok. Hükümet hatayı kendisinde aramak yerine düşman yaratarak bu sorunla
yüzleşemez. Ayrıca gıda fiyatlarındaki
artışı terör ile ilişkilendirmek terör ile
mücadele eden askerlerimize ve 15 Temmuz'da Fetullahçı teröre karşı sokağa çıkan insanlara da bir
hakarettir. Dünya üzerinde kendi namuslu vatandaşlarını terör ile ilişkilendirebilecek
bir başka devlet var mıdır?
Yanlış: Ucuz fiyata kaliteli ürünleri vatandaşa
ulaştırmak devletin görevidir.
Doğru: Devletin
öyle bir görevi yoktur. Devletin tek görevi vatandaşlarının can ve mal
güvenliğini korumaktır. Vatandaşlara mal ve hizmet sunmak piyasanın yani piyasa
aktörü olan vatandaşların görevidir.
Yanlış: "Olağanüstü günlerden geçtiğimiz şu
günlerde..."
Doğru: Olağanüstü
günlerden falan geçmiyoruz.
Yanlış: Devlet domatesi patatesi 2 liradan
sattığına göre demek ki satılabiliyormuş.
Doğru: Hayır
efendim, buradan o anlam çıkartılamaz. Devletin ürünleri kaç liradan aldığını
bilmiyoruz. Devlet, ürünün taşınmasındaki yol masrafını hazineden, satışları
gerçekleştiren elemanların giderlerini hazineden karşılıyor. Vergi vermiyor.
Şehrin en merkezi noktalarına hiçbir ödeme yapmadan pazar kurabiliyor. Bu
şartlar altında "demek ki 2 liradan patates satılabiliyormuş" demek
en basit tabirle saflıktır.
Yanlış: Devlet piyasadaki tekelleşmeyi, anormal
fiyat artışına sebep olmak için piyasaya müdahale ediyor.
Doğru: Devletin
işin içerisinde olduğu bir piyasa düzeninde eşit rekabet şartları ortadan
kalmış olur. Devlet, kendi başına en büyük tekeldir. Devletle yarışabilecek bir
piyasa organı yoktur çünkü devletin ekonomik bir kaygısı yoktur. Devletin
tekelleşmeyi kaldırabileceğini, anormal fiyat artışını önleyebileceğini sanmak,
devlet hakkında hiçbir şey bilmemeyi gerektirir.
Yanlış: Serbest piyasa ile bu sorun çözülmüyor.
Kapitalizm sorunlara çözüm olmuyor.
Doğru: Bu itham,
ülkede sanki muhteşem bir serbest piyasa düzeni varmış, dört dörtlük
uygulanıyormuş da sonuçları başarısızmış gibi saçma bir varsayıma dayanıyor.
Türkiye hiçbir zaman böyle bir ülke olmadı, ama kısmen olduğu zamanlar oldu. O
zamanlarda da ekonomik açıdan ülke gelişti. Fakat son yıllarda serbest piyasa
tamamen devlet tarafından taciz edilen, direkt olan müdahale edilen bir alan.
Türkiye'deki ekonomik problemlerin, gıda fiyatlarındaki artışın vs. temel
sebebi ekonomik olarak devletçiliğe yönelim olmasıdır.
Yorumlar
Yorum Gönder