'Yanlış' haber yapmak basın özgürlüğüne dahil midir?



       Günlük hayatta bir çok yerde rastladığımız, çok tartışılan bir kavram olan basın özgürlüğü, aslı itibari ile ifade özgürlüğünün bir çeşididir. (İfade özgürlüğünün somut hali de denebilir)  Bu nedenle, basın özgürlüğü konusunu konuşurken ilk olarak ifade özgürlüğünü gözden geçirmemiz gerekiyor. İfade özgürlüğü dediğimiz kavramın en geniş çerçeveli açıklamasını Prof. Dr.  Mustafa Erdoğan "bir düşünce, inanç, kanaat, tutum veya duygunun barışçıl yollardan açığa vurulmasının veya dış dünyaya ifade edilmesinin serbest olması" olarak yapar. İfade özgürlüğü,  Prof. Dr. Atilla Yayla'nın deyimiyle bir kavşak özgürlüktür; yani bir ülkede hak ve özgürlüklerin ne derecede var olduğu o ülkenin ifade özgürlüğü seviyesi bakımından ne durumdan olduğuyla doğrudan ilgilidir.
Özgürlük  dışarıdan gelen müdahalelerin varlığına ya da yokluğuna göre pozitif ve negatif özgürlük olarak ikiye ayrılmaktadır. Buradaki pozitif ve negatif kelimeleri olumluluk ya da olumsuzluk bildirmemekte, dışarıdan gelen bir müdahalenin varlığını ya da yokluğunu ifade etmektedir. Pozitif özgürlük, bir başka nesneden gelen herhangi bir müdahale ya da  başka bir nesne tarafından sağlanan kısmi özgürlüğü simgeler. Bireylerin, özgürlüklerini fiilen kullanabilmek için başkaları (genelde devlet) tarafından mali imkanlar sağlanarak muktedir kılınması anlamındadır. Negatif özgürlük ise, tabiri caizse özgürlüğün dayatılmadığı bir özgürlük durumudur. Negatif özgürlük, bir başka nesne tarafından engellenmemiş olma, karışılmama  halidir.


       İfade özgürlüğü negatif bir özgürlük olarak kabul edilmektedir. Dolayısıyla, ifade özgürlüğü dışarıdan herhangi keyfi bir müdahaleye ya da sınırlandırmaya maruz kalmadan herkesin kendi fikir ve kanaatlerine sahip olabilmesi ve bunları herhangi bir yolla ifade edebilmesidir. Bu bağlamda, basın özgürlüğü kavramı da basın organlarına dışarıdan bir müdahale çabası var olduğunda anlam kazanır, devletin ya da dışarıdan bir öznenin müdahale, tehdit ve şantajının var olmadığı bir durumda basın özgürlüğünü tartışmamız teorik olarak mantıksızdır.
      İfade özgürlüğü, bazı filozoflara göre gerçekliğin keşfedilmesinde araçsal bir rol üstlenir. Bunun en önemli savunucusu, 19. yüzyılda yaşayan ünlü liberal filozof John Stuart Mill'dir. Bu tezin altında bireyin ve toplumun yanılmaz olmadığı gerçeği yatmaktadır.  Mill'e göre şiddet içermeyen her düşünceye özgürlük tanınmalıdır. Çünkü sosyal , siyasal olaylarda mutlak doğru yoktur ve gerçeğe ulaşmanın yolu bazen yanlış bildiğimiz düşüncelerden de geçer. Bir fikir, bir toplumun çoğunluğunda doğru kabul ediliyor olsa bile bu o fikrin doğru olduğunu göstermez.  Sosyal hayatımızdaki fikir ve düşüncelerin çoğunu mutlak  bir doğrulukla damgalayamayız. Yanlış bilinen fikirlerde de doğruluk payı bulunabilir. Gerçekliğe ulaşmanın yolu doğru ve yanlış bilinenler arasında sağlıklı bir sentezin kurulmasıdır. Bir örnekle açıklamak gerekirse; Gelileo, Dünya'nın düz olmadığını, aksine yuvarlak bir şekle sahip olduğunu iddia ettiğinde içinde bulunduğu toplumun neredeyse tamamı Dünya'nın düz olduğunu ve bu düşüncenin yanlış olduğunu düşünüyordu.  Ama tarih bize Galileo'nun haklı, onun zamanında yaşayan diğer tüm insanların haksız olduğunu gösterdi.


Asıl sorumuza gelirsek, yalan veya yanlış haber yapmak basın özgürlüğüne dahil midir? Mill, yalan ya da yanlış haber yapmanın da belirli bir ölçüde meşru olabileceğini söyler ama bunu söylerken  şunun altını da çizer ki sınırsız bir ifade özgürlüğünden söz edilemez. Mill, ifade özgürlüğünün sınırlarını kendisiyle özleşen zarar ilkesi çerçevesinde ortaya koyar. Zarar ilkesine göre, başkasının menfaatini ilgilendirmeyen  eylemler bireyin mutlak dokunulmaz alanıdır. Başkasının menfaati söz konusu olduğunda ise durum farklı bir şekilde ele alınır. Bu durumda bir takım sınırlamalar getirilebilir.


       Basın / ifade özgürlüğü, gerçekliğe ulaşmanın bir aracıdır. Basının özgür olması, farklı fikirlerin ortaya atılabilmesini ve bunların tartışılabilmesini gerektirir. Doğru bilinen şeylerde yanlışlar, yanlış bilinen şeylerde doğrular bulunabilir. Bu sebeple,  ifade özgürlüğü insanlığın  gelişimi için hayati önem taşıyan evrensel bir değerdir. Bir fikri zorla susturmak sadece o fikrin sahibinin  değil tüm insanlığın karşı hakkına girmek olabilir.

Sakarya Yenihaber Gazetesi (2 Ekim 2015)
http://www.sakaryayenihaber.com/m-yanlis-haber-yapmak-basin-ozgurlugune-dahil-midir-8430.html

Yorumlar