Son dönemde yükselişe geçen aşırı sağın etkisi tüm Dünya'da her geçen gün daha da hissediliyor. Popülist söylemler, şovenizm, güvenlikçi politikalar bunun en somut göstergeleri.
Dünya'nın çeşitli bölgelerinde meydana gelen olaylar sebebiyle ülkeler sıkça güvenlikçi politikalara başvuruyor. Bu politikalar, zor durumlarda oldukça kritik işlev görebilecek durumdayken, aynı zamanda istismara da oldukça açık bir potansiyele sahip.
Devletlerin birçoğu, güvenlikçi söylemler altında bireylerin özgürlüklerini keyfi ya da keyfiyete yakın sebeplerle kısıtlama gidiyor. Bu, farklı ülkelerde, farklı şekillerde karşımıza çıkabiliyor.
Kimi ülkelerde devlet bireylerin ekonomik özgürlüğüne müdahale ederken, kimi zaman ise ülkeler güvenlikçi söylemlerle bireylerin siyasi / sosyal özgürlüklerine tacizde bulunabiliyor.
Bu noktada, rasyonaliteden kopmadan şunu belirtmek gerekiyor ki, gerçekten hiçbir keyfiliği barındırmadığı sürece, yani şartları oluşturulmuş değil, oluşmuş durumlarda bir ölçüde güvenlikçi politikalara başvurulabilmeli.
Fakat güvenlikçi politikaların uygulanması, bireylerin doğal haklarına hiçbir zaman sınırlama ya da engelleme getirmemeli.
Aradaki ince ama keskin çizginin farkına iyi varılmalı.
Yorumlar
Yorum Gönder