2015-2016 eğitim ve öğretim sezonu önümüzdeki günlerde başlayacak. İlkokula ve liseye geçen öğrencilerin aileleri, çocuklarını kayıt ettirmek için okullara gitmeye başladı. Kentimizde çocuğunu kayıt ettirmek için okula giden ailelerin bazıları "kayıt parası" ya da "bağış" adı altında bir para talebiyle karşılaşıyor. Bazı aileler bu duruma şok olup tepki gösterirken, bazıları ise çoktan içselleştirmiş şekilde parayı veriyor, düdüğü çalıyor. Sakarya'da birçok aile bu durumdan muzdarip.
Milli Eğitim Bakanlığı'nın 20 Temmuz 2011 tarih ve 40 sayılı genelgesi gayet açık; okul yönetimleri öğrenci kayıtları sırasında kesinlikle hiçbir ücret talep edemez ve "bağış" adı altında para kabul edemez. Ama gerçek şu ki, şu anda Sakarya'da bazı okullarda bu kayıt parası isteniyor ve bu kayıt parasını ödemeyenlerin kaydı yapılmıyor. Hatta bu ücretin astronomik rakamlara ulaştığı, kolej fiyatlarına göz kırptığı bile oluyor. 2 Eylül 2015 tarihinde, gazetemizin 5. sayfasında İl Milli Eğitim Müdürümüz Mevlüt Kuntoğlu'nun çok net açıklamalarına yer verilmişti; "Kayıt döneminde, hiçbir ad altında bağış talebinde bulunulamaz. Bunun hiçbir gerekçesi yok. " (Sakarya Yenihaber Gazetesi /02.09.2015)
İl Milli Eğitim Müdürümüzün bu net açıklaması ve Milli Eğitim Bakanlığı'nın bu konudaki uyarılarına rağmen durumun çok da değiştiğini söylemek maalesef ki zor. Okul yönetimleri de, talep edilen bu ücretin, okulun ihtiyaçları için olduğunu söyleyerek kendilerini savunuyorlar.
Her yıl vatandaşlardan bir çok vergi toplanılıyor. Eğitim için de bir hayli vergi ücreti vatandaşın cebinden çıkıp devletin kasasına giriyor. Milli Eğitim Bakanlığı'na ayrılan bütçeyi öğrenci sayısına böldüğümüz zaman çıkan sonuç, aslında verilen verginin çocuk başına ayrılması gereken tutarı bize yansıtıyor. Bu sayı, bir hayli yüksek olduğu halde bürokraside eriyor ve çocuğun eğitimine harcanabilecek çok az bir tutar kalıyor. Belki de bu yüzden, okul yönetimleri bağış adı altında kayıt ücreti alma yoluna gidiyor. Her ne kadar yaptıkları yanlış olsa da, sisteme bakınca onlara da hak vermemek elde değil. Sözüm şu ki, eğitim için cepten çıkan verginin karşılığı alınamıyor.
Eğitim meselesi ile ilgili, bir çok sorunun temel çözümü devletin eğitim için vergi toplamaması ve devlet okullarının yerlerini özel okullara bırakmasıdır. Yani devletin eğitimden elini çekmesidir. Böylelikle özel okullar arasında rekabet doğacak ve bu, beraberinde kaliteyi getirecektir. Aynı zamanda, ailelere de seçme fırsatı verilecek, farklı okul çeşitleri içinde çocuğu için en uygun olarak gördüğü okula gönderebilecektir. Öğrenciler açısından ise, daha kaliteli bir eğitim alma ve kendi yetenek, becerilerine göre kendilerini geliştirebilme şansı doğacaktır.
Bu görüşe yöneltilebilecek en büyük eleştiri, her ailenin çocuğunu özel okula gönderecek durumu olmadığıdır. Bu eleştiri, iki cevabı da beraberinde getirir. Devlet , eğitim için vergi toplamadığı zaman ailelerin eğitim için ödedikleri vergi miktarınca para ceplerinde kalmış olur ve bununla ya da bunun üzerine makul bir ücret ekleyerek çocuklarını istedikleri özel okula verebilme şansı yakalarlar. Buna rağmen çocuğunu okutamayacak olan ailelere de her okul tarafından açılacak burslu öğrenci kontenjanı ile çözüm sağlanabilir. Bu özel okullar bağış alabilir ve kendi ekonomik dengesini kendisi idare edebilir.
Bizim ülkemiz gibi modern ulus devletlerde, devlet tarafından sağlanan zorunlu ve ücretsiz eğitim vatandaşlara olmazsa olmaz gibi yansıtılır. Çünkü devlet, eğitimi kendi ideolojisini gelecek nesillere aşılamanın vazgeçilemez bir yolu olarak görür. Bu doğrultuda öğrenciler tek tip bir eğitimden geçirilerek tek tip insan çıktısı hedeflenir. Bu, en başta insanın biyolojik yapısına aykırıdır çünkü her insan farklı farklı yaratılmıştır. Eğitimle ilgili bildiğimiz ve bize ezberletilen bütün klişeleri tekrardan düşünmek, tartışmaya açmak için geç bile kaldık. Geç oldu, güç olmasın.
Sakarya Yenihaber Gazetesi (4 Eylül 2015)
http://www.sakaryayenihaber.com/m-medya-tarafsiz-ve-muhalif-mi-olmalidir-8399.html
Yorumlar
Yorum Gönder