Ücretsiz ders kitabı israfına son verilsin



     2015 - 2016 eğitim öğretim sezonu önceki hafta başladı. MEB'den açıklanan rakamlara göre;  62.000'e yakın sayıda okulda yaklaşık 18 milyon öğrenci bu eğitim öğretim sezonunda okullarda ders görecek.
2003-2004 eğitim-öğretim yılında İlköğretim kurumlarında başlayan ve 2006-2007 eğitim-öğretim sezonunda ortaöğretim kurumlarını da kapsayan,   tüm öğrencilere bakanlıkça ücretsiz ders kitabı dağıtılması projesi kapsamında bu sene de ders kitaplarımızı sıramızın üstünde bulduk.
      Her yıl  Milli Eğitim Bakanlığı bütçesinden 250.000.000 (rakamla iki yüz elli milyon) TL gibi bir parabu ders kitapları için çıkmakta.
İl Milli Eğitim Müdürümüz Sayın Mevlüt Kuntoğlu'ndan acizane bir talepte bulunmak istiyorum. İlköğretimden ortaöğretime kadar, seçilecek birkaç pilot okulda öğretmen ve öğrencileri kapsayan  küçük bir anket yapılsın ve bu ankette sadece, öğrencilerin/ öğretmenlerin dağıtılan ders kitaplarından memnun olup olmadığı sorulsun. Sayın Müdürümün istemesi durumunda bu konuda arkadaşlarımla birlikte bir araştırma yapıp raporunu sunmaya da hazırız. 
Dağıtılan ders kitaplarının ilk sayfalarında bir takım denetleme ve danışma kurullarına ait insanların isimleri yazılı. Milli Eğitim Bakanlığı o isimlere danışıp soracağına gelsin bir de bize sorsun bu dağıtılan kitaplardan memnun musunuz, işinize yarıyor mu diye.
      Arkadaşlarım ve öğretmenlerim bana hak verecektir ki dağıtılan kitaplarla ne iyi bir ders işlenebilir ne de ders çalışılabilir. Kitapların içi bilgi bakımından çok boş olmasının yanında bazı ders kitapları adete bir  ideoloji empoze etme aracı işlevi görüyor. Başka da bir işe yaramıyor.
Olayın bir de şu boyutu var; her okula aynı kitap, aynı müfredat dayatılıyor. Her okulun, her öğrencinin seviyesi bir değil. Bu dayatılan ders kitabı ya da müfredat bazı öğrencilere çok basit ve gereksiz gelirken bazılarına ise çok zor ve dayanılmaz geliyor. Oysa okulların kendi müfredatlarını belirleyebildiği sistemlerin örnekleri mevcut.
     Milli Eğitim Bakanlığı, hazırlanan müfredata güveniyor olabilir ama bu müfredatla, bu ders kitaplarıyla hiçbir aşama kaydedilemediğini görmek çok mu zor?
     Bir itirazım da "ücretsiz kitap" , "bedava kitap" propagandasına var. Burada küçük bir parantez açalım ; seçimler yaklaştıkça vaatleri de -özellikle gençlere yönelik vaatleri- çok sık duymaya başladık. Mecliste ezici üstünlüğü bulunan üç partinin tamamı da bu seçime "ücretsiz hizmet" sloganlarıyla ve vaatleriyle hazırlanıyor. Parantezi kapatalım.  Bize ücretsiz olarak yutturulmaya çalışılan hizmetlerin hiçbiri aslında bedelsiz değil. Harbert Spancer, "Devletlerin insanlardan aldıkları dışında insanlara verebileceği hiçbir ekonomik gücü yoktur."  der. Bu üzerine düşünülmesi gereken bir nokta.
     Bu hizmetlerin iyi niyetle yapıldığından yana hiçbir şüphem yok. Lakin hayatta iyi niyetlerle başlanılan işlerin sonuçları iyi olmayabiliyor. Bu gibi durumlarda ise sorun ne kadar erken tespit edilirse çözüm o kadar kolay olabiliyor. Geç kalınması durumunda, zamanla çözüm yolları zorlaşabilir hatta tamamen kapanabilir.
Böyle kalitesiz, ideolojik, tek tipçi ve içi boş ders kitaplarını dağıtacağınıza, bunları basmak için harcadığınız parayı yani vergiyi biz öğrencilerden ve ailemizden almayın, cebimizde kalsın ve biz kendi kaynaklarımızı kendimiz temin edelim. Zaten öyle yapıyoruz, ama en azından boşuna ağaç kesilmesin.

"Eğitim, devlete bırakılamayacak kadar önemlidir."

Sakarya Yenihaber Gazetesi (9 Ekim 2015)
http://www.sakaryayenihaber.com/m-ucretsiz-ders-kitabi-israfina-son-verilsin-8450.html

Yorumlar