Genç bir habercinin gözünden gazetecilik ve medya


Uzun zamandır hayalimdi haber peşinde koşmak, haberler yapmak. Okulların açılmasına 15-20 gün kala elimdeki boş zamanı bu hayalimi gerçekleştirmek için kullanmaya karar verdim.  İhlas Haber Ajansı'nın Sakarya ofisine gittim. Beni ajansın il temsilcisi Bilal Bilir karşıladı. Kendimi tanıttım, gazeteciliğe olan ilgimden bahsettim. Sonra bir süre gazetecilik ve yeni medya üzerine sohbet ettik. O esnada İhlas Haber  Ajansı'nın Kocaeli Bölge Müdürü İbrahim Çorbacı geldi. İbrahim  ağabeye de kendimi tanıttım. Gazeteciliğe meraklı olduğumu, haberciliği tecrübe etmek istediğimi, eğer sorun olmayacaksa gönüllü olarak ajansta muhabirlik yapmak istediğimi belirttim. Kabul etti. "Yarın gel, ajansımızın muhabiri Remzi ağabeyinle (Şimşek) takılmaya başla, o sana haberin nasıl yazılacağını, fotoğrafın nasıl çekileceğini, görüntünün nasıl alınacağını öğretir" dedi. Böylelikle benim için yeni bir tecrübe kapısı açılmış oldu.
Yaklaşık 20 gün bizzat içinde olarak gazetecilik faaliyetini tecrübe etmeye çalıştım. Elbette ki bu zaman dilimi, bırakın bu mesleği herhangi bir mesleği tanımak, anlamak, tecrübe etmek için yeterli bir zaman dilimi değil. Ama yine de gazetede okuduğunuz haberin içinde olmak, olayı bizzat yaşamak, o anı fotoğraflamak, gördüklerinin ve duyduklarının metnini yazmak tecrübesi benim için çok kıymetliydi. Bu süre içerisinde bir dizi habere imza attım. Bu kısa  ama dolu dolu geçen gazetecilik deneyimim süresince gözlemlediklerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Gözlemlediklerim arasında eleştirdiğim durumlar da var, hakkını teslim etmem gereken durumlar da.
Türk medya sektöründe gözlemlediğim en büyük eksiklik, bir medya kritiğinin yapılamıyor oluşu. Sektörün nereye gittiği, hangi gazetenin hangi televizyonun ne kadar zarar ettiği, 10 yıl sonra medya sektörünün nereye evirilmiş olacağı vs. kimsenin umurunda değil gibi. En şaşırdığım şey; meslekte uzun süredir var olan insanların çoğu idealizmden uzaklaşmış, sorgulamaktan vazgeçmiş, yorumlama, eleştirme yeteneğini bir kenarda bırakmış durumda. Oysa bir gazeteci için bunların ne kadar önemli özellikler olduğu su götürmez bir gerçek. Öyle sanıyorum ki, bu durumun altında Türk medya sektörün mevcut yapısı yatıyor.
Türk medya sektörünün mevcut yapısının iyileşmesi ve kendini geliştirebilir bir hâl alması için medyanın medyayı haberleştirebilmesi gerekiyor. Örneğin gazeteciliğin öncü ülkelerinden biri olan İngiltere'de bu işi yapan gazeteler ve internet siteleri bile var. Bu ülkede yayın yapan  Press Gazette isimli  gazete&internet sitesi yıllardır sadece medya haberlerinin derlendiği ve analiz edildiği ciddi bir yayın politikası izliyor. Türkiye'de de medyatava ve gazeteciler.com    gibi platformlar olmasına rağmen arada büyük bir ciddiyet farkı var.  Türkiye'de yayın yapan bu siteler işin daha çok magazinsel kısmını ele alırken, Press Gazette benzeri yayınlar hem medya sektörünün sorunları üzerine ciddiyetle gidiyor hem de internetin yanında kağıda da  baskı yapıyor. Medyanın kendisi de bizatihi haber değeri taşıyor ve bu sektördeki hızlı değişimler üzerine konuşulmaya ve tartışılmaya muhtaç. Medyanın, kendi kendini bu şekilde haberleştirebilmesi aynı zamanda bir gelecek tasavvurunun oluşmasına da yardımcı oluyor. Medya kendi eksikleri, hataları ve yanlışları ile bu sayede yüzleşebiliyor. Bu sistemin ülkemizde de uygulanmasının (gerek yerel bazda, gerek ulusal bazda) medya sektörüne yeni bir renk katacağını, yeni bir nefes sağlayacağını düşünüyorum. Bu bağlamda ilimizde faaliyet gösteren Sakarya Gazeteciler Cemiyeti vb. sivil toplum örgütleri harekete geçebilir.
Medya organlarının "tarafsız" olması ya da olabilmesi koskoca bir yalan.Bunu daha önce de bu köşede yazmıştım, yaşayarak da tecrübe etmiş oldum. Yayın organları doğaları gereği "taraf" olmaya mahkumlar. Bir yayın organını tarafgir olmakla eleştirmek ise saçmalık. Her yayın organının yatkın olduğu bir ideoloji,siyasi parti,  güç vardır ve siz bunun farkında olarak o gazeteyi alırsınız ya da almazsınız. Medyayı tarafsız olmamakla değil hakkaniyetli olmamakla eleştirmek çok daha doğru olacaktır. Medya organlarının tarafsız olmasından daha önemli bir şey varsa o da bağımsız olmalarıdır. Fakat ülkemizde yerel gazeteler   başta olmak üzere bir çok yayın organı bir çok yere bağımlı olmak durumundalar. Bu, gazetecilik faaliyetlerini olumsuz yönde etkileyen bir durum.
Fakat şunu da belirtmem gerekiyor ki, bu şehirde ve bu ülkede yıllardır sabah-akşam demeden çalışan cefakar gazeteci var.  Bize gün içinde olan olayları ulaştırmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Onların değeri bilinmeli.
Bu mesleği tecrübe etmeme vesile olan başta İhlas Haber Ajansı'na, Bölge Müdürü İbrahim  Çorbacı ağabeye, bana gazeteciliği öğreten, birlikte haber peşinde çok güzel zamanlar geçirdiğimiz, anılar biriktirdiğimiz Remzi Şimşek ağabeye teşekkürü bir borç bilirim. Benim için güzel bir tecrübe oldu.

Sakarya Yenihaber Gazetesi
16  Eylül 2016
http://www.sakaryayenihaber.com/m-genc-bir-habercinin-gozunden-gazetecilik-ve-medya-9318.html

Yorumlar