Prens Sabahattin'in reçetesinde yazanlar

prens sabahattin ile ilgili görsel sonucu


Doc. Dr. Cennet Uslu, katıldığı bir seminerde demokratik rejimlerle antidemokratik rejimlerin arasındaki temel farkın,  farklılıkların ortaya çıkabilme durumu olduğunu söyledi. Demokratik rejimlerde bireyler, kendi farklılıklarını (din,dil,ırk vs.) rahat bir şekilde yaşayıp kendi gündelik hayatına yansıtabilirken, antidemokratik rejimlerde ise farklılıkların ortadan kaldırılmaya çalışıldığını ve tek tip insan modeli oluşturulmaya çalışıldığını söyledi.
Bu seminere katıldığım sıralarda Rukiye Akkaya’nın Liberte Yayınları’ndan çıkan “Prens Sabahaddin” kitabını okuyordum. Türk toplum geleneğinde birey olmanın yalnız kalmak gibi algılandığını söyleyen Prens Sabahaddin, gerek fikirleri gerekse gözlemleri ile ilgimi çeken, üzerine okumalar yaptığım bir isim.
Prens Sabahaddin Bey, II. Abdulhamit’in kız kardeşi Seniha Sultan’ın oğlu, Sultan Abdulmecit’in torunu. Birçok kaynağa göre sosyoloji alanında çalışmalar yapan ilk Türk olarak  kabul edilen Sabahaddin Bey, Osmanlı-Türk toplum yapısına dair çok önemli tespit ve gözlemlerde bulunmuştur. Siyasi ve iktisadi alanda Osmanlı’nın kurtuluşu için liberal tezlere dayanan çözüm önerileri ortaya koymuştur.
Toplumları kabaca; cemaatçi toplumlar (formations ommunautaires) ve husisiyetçi/bireyci toplumlar (formations particularistes) olarak ikiye ayıran Sabahaddin Bey, Türk toplum yapısının çok sıkı bir cemaatçi formülasyona sahip olduğunu belirtir.
Aile yapısından, devlet yapılanmasına kadar Türk toplumunun her kesiminde var olan bu gerçeklik, bireyin ön plana çıkmasını yıllarca engellemiş ve toplumu küçük, kapalı yapılardan oluşan bir bütün haline getirmiştir. Sabahaddin Bey’e göre bu zihniyetin değişmemesi durumunda Osmanlı zamanla güç kaybedecektir ki öyle de olmuştur.
Prens’in eserlerinde ısrarla üzerinde durduğu iki kavram “Adem-i Merkeziyetçilik” ve “Şahsi Teşebbüs”tür.  Ona göre, Osmanlı’nın yıkılma sürecine girmesindeki en temel sebep özel teşebbüse imkan vermeyen iktisat yapısıdır.  Osmanlı ekonomisi katı devletçi bir yapıya sahiptir ve bu toplumun, bireylerin zenginliğinin önündeki en önemli problemdir. Bireylerin, toplumların zenginleşemediği, servet oluşturamadığı bir sistemde ise fakirlik ve yoksulluk başgösterir. Zaman içinde devletler de bundan payını alır ve güç kaybeder. Sabahaddin Bey, bu sistemin değişmesi, özel teşebbüsün önünün açılması, yatırımların desteklenmesi gerektiğini söyler.
Kendi yaşadığı zamandaki diğer aydınlar gibi katı merkeziyetçi fikirlere sahip olmayan, Adem-i Merkeziyetçiliği savunan Prens’e göre bireyler kendi ilgi ve alakalarına göre eğitim görmeli (bu eğitim sadece okulda değil hayatın her anında olmalı), girişimde bulunmaktan kaçınmamalı ve piyasaya dahil olmasının önündeki engeller kaldırılmalıdır. Osmanlı’nın kurtuluşu için Prens bu reçeteyi yazmış, ayrıntıları ile açıklamıştır.
Fakat o yıllarda, özellikle milliyetçi söylemlerinin popülaritesi ve askeriye içerisindeki yapılanması sayesinde söz sahibi olan İttihat ve Terakki Partisi’ni destekleyen  ittihatçı aydınlar, merkeziyetçi, totaliter bir rejim oluşturmuş, farklılıklar yok sayılmış, bireylerin ekonomik özgürlüğünü sağlanmamış, sonuç olarak da 600 yıllık bir imparatorluk yıkılmış, yok olmuştur.
İttihatçı zihniyetin hala egemen olduğu ülkemizde, Prens Sabahaddin Bey’in kurtuluş reçetesi; görüşleri ve analizleri hala faydanılabilecek bir yol haritası olarak önümüzde duruyor.

Sakarya Yenihaber Gazetesi
8 Nisan 2016
http://www.sakaryayenihaber.com/m-prens-sabahaddin-in-recetesinde-yazanlar-8929.html


Yorumlar