LYS ya da eğitim sisteminin merkeziyetçiliği problemi

eğitim sistemi ile ilgili görsel sonucu
Üniversiteye  giriş sınavının ikinci ayağı olan  LYS maratonu bu hafta sonu başlıyor. Milyonlarca öğrenci bu süreçte ter dökecek, 'güzel bir üniversite' için.
İktisat teorisi, arzın talebi aştığı her yerde bir yarışın kaçınılmaz olduğunu söyler. Bu durum, eğitim sistemimiz için de geçerli. Zorunlu eğitimin 12 yıla çıkartılması ile birlikte artan talep, yükseköğrenim kurumlarının sayısının arttırılması ile dengelenemedi. Çünkü yükseköğrenim kurumlarının sayısı artarken, bu kurumların kaliteleri (doğal olarak) aynı oranda artmadı. Bu durumda, arz ne kadar artsa da talep belirli kurumlarda yoğunlaştığı için bir "yarış" yine kaçınılmaz oldu.

  Türkiye'de uzun yıllardır üniversiteye girişte merkezi sınav sistemleri kullanılıyor. Talebin arzı aştığı günümüz eğitim sisteminde bir yarışın olması kaçınılmaz. Fakat bu, uygulanan sınav sisteminin  doğru ya da tek uygulanabilir sistem olduğu anlamına gelmiyor. Merkeziyetçi olan neredeyse her uygulama gibi merkezi sınav sistemi de yanlış ve zararlı. Alternatifi olan ademi merkeziyetçilik ise neredeyse her alanda olduğu gibi eğitimde de doğru ve yararlı.

Şöyle ki; günümüzde uygulanan eğitim sistemi ve sınav sistemi öğrencilerin bireysel yetenek, ilgi ve alakalarını göz ardı ediyor. Öğrencileri tek tip bir sınava hazırlıyor ve bu hazırlık için en verimli gençlik çağlarını sadece test çözerek geçirmelerine sebep oluyor.

Üniversiteler eleştirilerin odağı olduğu zaman kendilerine gelen öğrencilerin lise öğretimlerinin vasatlığından dem vuruyorlar. Bu, ne üniversitelerin ne de öğrencilerin suçu. Öğrencilerin "Lisem üniversitemdir" diyen Cemil Meriç gibi düşünmelerini sağlayacak ve lise hayatlarını dolu dolu geçirebilecek bir eğitim sistemimiz yok. Eğitim sistemimizin kötü olduğu herkesçe ortak bir kanı fakat ortaya konulan somut ve işe yarar  bir alternatif önerinin olmaması bu sistemin devam etmesine sebep oluyor. Oysa ki çözüm basit.

Ademi merkeziyetçilik sınav sistemlerinde nasıl uygulanabilir? Son yıllarda vakıf üniversiteleri tarafından bu yönde atılan adımlar var. Örneğin Koç Üniversitesi, Şehir Üniversitesi, Bahçeşehir Üniversitesi gibi üniversiteler birkaç yıldır merkezi sınava alternatif yollarla "sınavsız" bir şekilde öğrenci  kabul ediyor. Nasıl mı? Kendi üniversitesinde sınavsız okumak isteyen öğrencilerden lise hayatları boyunca yaptıkları sosyal faaliyetleri özetleyen bir "CV" hazırlamasını ve geleceğe dair hayallerini, projelerini üniversite ile paylaşmalarını istiyor. Bunların sonucunda da, sınava hiç girmeden öğrenciye burs imkanı sağlanıyor.

Yapılması gereken açık ve net. Üniversitelerin belirli kriterlere göre kendi öğrencilerini seçebilmesinin önü açılmalı. Üniversiteler kendi sınavlarını yapabilir hale getirilmeli. Öğrencilerin sosyal faaliyet, sanat ve spor gibi dallardaki ilgileri ve başarıları da dikkate alınarak üniversitelerin kendi  şartlarını kendilerinin koymasına izin verilmeli.

Bu önerilen sisteme getirilen eleştirilerin çoğu usulsüzlükler doğabileceği üzerinden   yapılıyor. Bu eleştiriler tamamen haksız sayılmaz. Fakat günümüzde uygulanan sistemin getirdiği usulsüzlükten daha bir usulsüzlük getireceğine inanmıyorum.  Ademi merkeziyetçi her sistem, belirli bir süre kendisine tahammül edilmesi ihtiyacı duyar.  Bu süre içerisinde kendi içerisindeki çelişkileri ve olumsuzlukları teker teker ortadan kaldırır.  Sınav sistemimizin acilen merkeziyetçi yapısından kurtarılıp ademi merkeziyetçi bir yapıya kavuşturulmalıdır.

Sakarya Yenihaber Gazetesi

Yorumlar