Referandum bitti, Ramazan geçti, şimdi reform zamanı

reform yenilik ile ilgili görsel sonucu

İnsanlık tarihinin başında bulunmuyoruz. İlk insanlar biz değiliz. Geride ders alabileceğimiz muazzam bir tecrübe ve bilgi birikimi var.  İnsanlık tarihinin sonunda da bulunmuyoruz. En azından bunu bilmiyoruz.  Son insanlar da değiliz. İnsanlığın geçmişte yaşadığı tecrübeler ve geleceğini inşa etme şansı, hepsi bizim elimizde.

Günden güne globalleşen Dünyamız her geçen saniye değişirken, ülkemiz de bundan payını alıyor. Günümüz Türkiye’sinde artık yeni bir sosyoloji  var. Bu, bugün bir çok insanın farkında dahi olmadığı, sıra dışı olduğu kadar olağan da olan bir durum. Sağlıklı sonuçlara ulaşabilmek için yeni sosyolojiyi anlayabilmemiz ve olayları bu sosyolojiye göre tekrar yorumlamamız gerekiyor. Geçmişte yaşadığımız toplumsal sorunlara baktığımızda, çoğunlukla bu sorunların zamanın sosyolojisini okuyamamaktan dolayı gerçekleştiğini görürüz.

  Eğer günümüz sosyolojisini; azınlıkları görmezden gelmeyerek, hatta azınlık kavramını tekrar tartışmaya açarak, demokrasi seviyemizi tespit ederek ve bu seviyeyi nasıl daha ileriye götürebileceğimizi işin içine katarak, hak ve hürriyetleri hiçbir dogmatizme kapılmadan ve önyargıda bulunmadan tartışmaya açarak, insanlığın tecrübelerini ve en önemlisi insanlığın yüzlerce yıllık tecrübelerinin bir sonucu olan insan haklarını göz önünde bulundurarak yeniden okuyabilirsek hem günümüzde insanların ve toplumların isteklerine , arzularına, şikayetlerine daha gerçekçi bir şekilde yaklaşabilir ve çözümler üretebiliriz hem de hep birlikte geleceğimizi inşa edebiliriz.

Türkiye, başkalarının tartışmadığı şeyleri tartışıyor, başkalarının yaşamadığı şeyleri yaşıyor, hızlandırılmış bir zamanın içinde gibi.

Bu yeni sosyolojinin içinde, ortak bir geleceğe umutla bakan yepyeni bir kuşak  var. "X" ya da "Y" kuşağı diye adlandırılan şeyden bahsetmiyorum. Gerçeğin peşinde olan, şiddeti ret eden, nefret ve ırkçı söylemlerden uzak duran, söyleyeceği her sözün, yazacağı her yazının barışa ve demokrasiye hizmet etmesini isteyen yepyeni bir kuşak bu. Ama görünen o ki, bu yeni sosyolojinin ürettiği "genç" profilini insanlar okumakta, anlamakta zorlanıyor. Ama şurası kesin gibi, bizlerin, yani genç kuşağın olgunluk çağına geldiğinde içinde bulunduğu Türkiye, şimdikinden çok daha farklı olacak.

Yeni sosyoloji ile yüzleşirken; tarih, sosyoloji ve iktisadın her zaman siyasete üstün geleceğini unutmamak, sürdürülmesi gerçekçi olmayan parantezleri açma hevesinden uzak durmak, belleğimize ve taşıdığımız kültüre dokunan bir birliktelik zemini aramak gerekmektedir. Yeni sosyolojiyi anlayabilmek ve demokrasimizi geliştirebilmek için günümüzün toplumsal sorunlarını geçmişle sağlıklı bir sentez yaparak okumamız gerekmektedir.

Türkiye'nin yeni sosyolojiye ayak uydurabilmesi için önünde çok önemli reformlar bulunmakta. YÖK'ün kaldırılması, eğitimin özelleştirilmesi, müfredatın çoğullaştırılması ve özgürlükçü bir eğitim anlayışının hakim kılınması, kadına şiddet ve cinsel istismarla daha etkin mücadele edilmesi, adalet sistemindeki aksaklıkların ortadan kaldırılması, vergi ve maliye politikalarının sil baştan yenilenmesi, seçim sisteminin değiştirilmesi, insan haklarının güvence altına alınması, hayvan haklarının uygulanması, kuvvetler ayrılığının pekiştirilmesi gibi. Bu liste uzar da gider. Yapılması gereken bir an önce bu reformları hayata geçirmek ve sağlıklı bir şekilde uygulanmasını sağlamaktır.

Sakarya Yenihaber Gazetesi

Yorumlar