Türkiye, bağımsızlık referandumuna gerçekten karşı mı?

     Mesud Barzani yönetimindeki Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY), 25 Eylül’de bağımsızlık ilanı için referanduma gidiyor. Bu referandum sonucunda ya mevcut sistem devam edecek yada Irak’ın kuzeyinde ve Türkiye’nin güneyinde bağımsız bir Kürt devleti kurulacak.

     Barzani önderliğinde gidilen referanduma destek olanlar olduğu gibi karşı çıkanlar da var.İKBY’de de uluslar arası arena da çeşitli tepkiler mevcut.

     Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nde Barzani yönetimine en büyük muhalefeti yapan, Türkiye düşmanlığı ile bilinen (Barzani’yi her zaman Türkiye ile birlikte hareket etmekle suçlayan) ve İran’ın bölgedeki piyonu olan Goran hareketi bu referanduma çok şiddetli bir şekilde karşı çıkıyor. Şia siyasetinin temsilcisi sayılan Talabani ailesinin kurucusu olduğu KYB de bu referanduma “hayır” diyenler arasında. Bölgedeki Türkmen partileri de gözle görülür şekilde İran ile ortak hareket ediyor.

     İnsanların kafasını karıştıran durumlardan biri Amerika’nın bu referanduma karşı çıkması fakat İsrail’in desteklemesi. Aslında İsrail’in desteğinin altında bir ters psikoloji durumu olduğunu görmek çok da zor değil. Şöyle ki; dış politikayı ilgilendiren, hele de Orta Doğu’da olan bir olayda Amerika ile İsrail’in farklı cephelerde olması gibi bir ihtimal söz konusu değil. Ayrıca, Barzani’nin destekçileri ağırlıklı olarak Sünni Müslüman Kürtler. İsrail, bu referanduma destek veriyor gibi gözükerek aslında referanduma gölge düşürmeyi ve Barzani’nin gücünü azaltmayı hedefliyor.

     Barzani önderliğinde gidilen referanduma karşı çıkanlar arasında PKK da var. Bilindiği üzere Barzani ile PKK’nın arası hiç bağdaşmadı ve PKK sürekli olarak Barzani’yi Türkiye ile ortak hareket etmekle suçladı. Ayrıca Güneydoğu’da seçimlerden önce hendekler kazdırarak özyönetim ilan etmeye çalışan DBP de bu referanduma karşı çıkanlar arasında.

    Türkiye hükümeti de bu referanduma karşı olduğunu açıkladı ve bir süredir bunu çeşitli şekillerde seslendiriyor.  Türkiye'nin, Kuzey Irak'ta gerçekleşecek olan referanduma yönelik tepkilerinin tamamen göstermelik olduğunu düşünüyorum. Ya da öyle olmasını umuyorum demek daha doğru olur.

     Barzani, son 5 yıl içerisinde, tüm kritik anlarda Türkiye’nin yanında oldu. Onun başında olduğu yönetim ile çok güçlü bağlar kuruldu. Türkiye’nin bölgedeki en istikrarlı müttefiki oldu.  Bu durum, başta bölgede planları olan İran’ı çok rahatsız etti. Öyle ki; İran yaptığı açıklamada referandumun gerçekleşip kabul edilmesi durumunda Kuzey Irak’ı “dümdüz” yapacaklarını açıklama cüretinde bile bulundu.  

     Peki PKK’nın, İran’ın, Amerika’nın ( dolaylı yoldan İsrail’in) ve Goran Hareketi’nin şiddetle karşı çıktığı bu referanduma Türkiye neden bu kadar sert bir dille karşı çıkma ihtiyacı hissediyor?

     Bunun birkaç sebebi var. En başında Türkiye’nin son 3 yıl içerisinde iç ve dış siyasette kurmuş olduğu ittifaklar Türkiye’yi bu şekilde davranmaya zorluyor. Malum, Türkiye'de hükümet bir süredir iç siyasette milliyetçi&ulusalcı partilerle (MHP-Vatan Partisi) bir ittifak içerisinde. Dış siyasette de son dönemde İran ile özellikle Suriye ve YPG konusunda bir anlaşma var. Hükümet, bu dengeleri korumaya çalışıyor, bu sebeple bir takım açıklamalar yapıyor ama açıkçası ben bunların göstermelik olduğunu düşünüyorum. MHP lideri Bahçeli’nin hükümete bu konuda yaptığı eleştiriler ve hükümetin attığı adımlar tezimi kanıtlar nitelikte.

    Bir diğer sebep ise, maalesef ki “Irak’ta bir Kürdistan kurulursa buradaki Kürtlerin de canı çeker” gibi saçma sapan bir düşüncenin Türkiye’de hakim olması. Yıldıray Oğur’un konuyla alakalı yazısında dediği gibi: “Irak’ta Kürdistan kurulursa, buradaki Kürtlerin de canı çeker” diye özetlenebilecek bir korkunun, Türkiye gibi Kürt meselesinde çok yol almış bir ülkeye yakışmayacağı açık. Kendi vatandaşlarıyla bağlarını güçlendirmeyen bir ülke için o tehlike komşuda bir Kürt devleti olmasa da hep var çünkü.

     Şahsi kanaatime göre Türkiye, güney sınırında kendisine düşman olan, PKK ile işbirliği yapan bir Şii koridor yerine Barzani önderliğinde kurulacak olan Sünni Müslüman bir Kürt devletini tercih eder/etmeli. Uzun vadede düşünüldüğünde bu devlet ile Türkiye’nin kuracağı stratejik ittifaklar Türkiye’nin bölgede elini hem siyasi hem de ekonomik açıdan daha da güçlendirecektir.



Yorumlar