İnsanların çıkarlarına göre hareket etmesi toplumların zararına mıdır?

adam smith ile ilgili görsel sonucu



İnsanlar, sık sık herkesin kendi çıkarına göre hareket ettiğinden şikayet ederler. Bunu bencilliğe yorarlar ve  insanların ne kadar hatalı bir şey yaptığını söylerler. Bunu söyleyen insanlara göre, bireylerin kendi çıkarlarına göre hareket etmesi diğer bireylere ve dolayısıyla topluma zarar verir. Bu yüzden de insanların kendi çıkarlarını düşünmeden "ortak iyi"lere göre hareket etmesi gerektiğini savunurlar.

Bu eleştirinin elle tutulur bir yanı yoktur. Çünkü bu eleştirilerin neredeyse her cümlesi, temeli olmayan kalıp yargılara dayanmaktadır.

Her şeyden önce, "ortak bir iyi" nin varlığı yıllardır tartışma konusudur. Kolektivist fikirlere sahip insanlar çok kolay bir şekilde ortak iyinin varlığından söz edebilmektedir fakat bu durum özgürlükçü ve bireyci insanlar için son derece rahatsız edicidir. Zira, toplumların, özellikle de özgür toplumların ortak bir iyisi değil, insanların bireysel olarak iyileri vardır. Çünkü, bir kısım insanın ortak iyi olarak kabul ettiği değerleri başka bir kısım insan kabul etmeyebilir. Böyle bir durumda ya çeşitli baskı yöntemleri ile bu ortak iyi diğer insanlara dayatılır ya da her insanın iyi anlayışının farklı olduğu kabul edilerek daha hoşgörülü bir yol bulunur. Özgür bir toplum şüphesiz ki, bireylere bir şeyin dayatılmadığı, bireylerin özgür olduğu bir toplumdur.

'Ortak iyi'nin varlığı bir tartışma konusudur ve ortak bir iyi olduğunu düşünmek, özgür bir toplumda sosyal hayatta bireylerin hepsinin farklı fikirleri olduğu göz önünde bulundurulduğunda karşılık bulamayacaktır.

Peki, ortak iyi tartışmasını bir kenara koyarak, insanların çıkarlarına göre hareket etmesi gerçekten toplumların her zaman zararına mıdır? Hayır. Sanıldığının aksine, çoğu zaman bireylerin kendi çıkarlarına göre hareket etmesi toplumların faydasına sonuçlar ortaya çıkarır.
Bir fırıncıyı düşünün. Her sabah erken saatlerde kalkıp ekmek pişirir ve belirli bir ücret karşılığında bu ekmeği insanlara satar. Fırıncı, aslında tamamen kendi çıkarları için hareket etmiş, para kazanmak için çalışıp emek harcamıştır. Fakat fırıncının kendi çıkarını düşünerek hareket etmesi sadece fırıncının işine yaramamıştır, aynı zamanda ekmek yiyecek olan insanların da ekmek alabilmesini sağlamıştır.

Bireylerin kendi çıkarlarına göre hareket etmesinin toplumların zararına olmadığını, İskoç iktisatçı Adam Smith "görünmez el" kavramı ile açıklar. Smith'in "Milletin Zenginliği" eserinde keşfettiği ve anlattığı şey, ticari toplumlardaki bireylerin kendi çıkarları için çalışırken istemeden de olsa başka insanlara faydasının dokunduğudur. Bu gerçekten ilginç bir tespit ve piyasayı anlama konusunda kilit bir noktadır.

Adam Smith'in atıfta bulunduğu görünmez el kavramını daha iyi anlamanın yolu, John  Locke'un üzerine düşündüğü fakat tam olarak geliştiremediği kendiliğinden doğan düzen düşüncesini, David  Hume'un rasyonalizme eleştirel yaklaşımlarını, Frederic Bastiat'ın bireylerin kendi hallerine özgürce bırakıldığında kendiliğinden oluşacak bir düzenden bahseden fikirlerini daha ayrıntılı şekilde incelemek gerekmektedir. (Yayla, 1992;168-71)

Kısaca, bireylerin doğası gereği kendi çıkarlarına göre hareket etmesi çoğu zaman toplumların zararına değil yararına sonuçlar ortaya çıkarır.

15 Aralık 2017 / Sakarya Yenihaber Gazetesi

Yorumlar