Spor kulüplerinin şirketleşmesi ve sahiplik modeli

futbol ile ilgili görsel sonucu
Türkiye'de spor kulüpleri, dernekler yasasına göre açılıp buna göre işletiliyor. Halka açık kurulan şirketlerse sermaye piyasası mevzuatına tabii ve burada sadece futbol şubesi halka açılıyor. Kulübün geri kalan asıl büyük kısmında denetim zorunluluğu bulunmuyor.  Günümüzde uygulanan sistemin en büyük handikapı, dernek yöneticileri derneğin borçlarından dolayı sorumlu tutulamıyor. Kulüplerin çok büyük borç yatağı içinde olmalarının sebebi de bu.

Kulüplerin şirketleşmesi ya da sahiplik sistemi olarak adlandırılan model, spor kulüplerinin dernek statüsünden çıkartılıp bir şahsa satılması ve şirket statüsüne alınmasıdır.

Şirketleşmeyen, yani sahiplik modeline geçmeyen kulüpler yok olmaya mahkûmdur. Bunun sebebi de, şirketleşmemiş kulüplerin her zaman vizyonsuz ya da kötü niyetli yöneticiler tarafından soyulmaya açık olmasıdır. Herkesin olan bir şey, hiçkimsenindir. İnsanlar, kendilerine ait olmayan şeyleri kullanırken, kendilerine ait olan şeyleri kullandıkları kadar özenli olmazlar.

Spor kulüplerinde şirketleşmenin, Dünya üzerinde çok başarılı örnekleri vardır. Örneğin İngiliz devi Chelsea'nin sahibi Rus iş adamı Roman Abrahamoviç, bir başka İngiliz temsilcisi Manchester City'nin sahibi BAE'li Şeyh Mansur bin Ziyad, Fransız kulübü PSG'nin sahibi Katarlı Nasser Al Khelaifi'dir. Örnekler çok daha artırılabilir.

Dünya üzerinde şirketleşmeye giden spor kulüplerinde, hem idari açıdan hem de sportif açıdan başarının arttığı gözlemlenmiştir. Bunun temel sebebi, kulüplerin artık bir sahibinin olmasıdır ve kulübün sahibinin doğal olarak kulüple çok daha fazla ilgilenmesidir. Kulübün başarısı da, gelir-gider dengesi de, kâr-zarar tablosu da direkt olarak kulübün sahibini ilgilendireceği için, şu anki sistemlerde olduğu gibi başkanların takımı borç yükünün altına sokup çekip gitmesinin, ve bundan hiçbir şekilde hesap sorulamamasının yolu kapalıdır.

Şirketleşme ya da sahiplik modeli, uygulandığı kulüplere iki önemli avantaj kazandırmıştır:

Kurumsallaşma-Profesyonelleşme:
Şirket mantığı ile yönetilmeye başlanan bir spor kulübünde kurumsallaşma da beraberinde gelecektir. Şirket mantığı ile yönetilen bir kulüpte gerek sportif gerek de idari meseleler çok da profesyonel şekilde çözüme kavuşturulabilecektir.

Gelir Artışı:
Şirketleşme doğal olarak gelir artışı sağlayacaktır. Zira, o şirketin sahibi, yöneticileri ve hissedarları kâr elde etmek isteyecektir. Bu sebeple kulübün gelişmesi, başarılı olması ve marka değeri için sürekli olarak çalışmalar yapılacaktır.

Özetle belirtmek gerekir ki, şu anda Gatasaray, Fenerbahçe gibi ulusal bazda etkili takımlardan Sakaryaspor, Kocaelispor gibi büyük şehir takımlarına hepsinin büyük borç yükleri altında ezilmesinin en büyük sebebi sahiplik sistemi ile yönetilmiyor olmalarıdır. Bu problemin çözümü ise şirketleşmeden geçiyor.

22 Aralık 2017 / Sakarya  Yenihaber Gazetesi

Yorumlar